Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Forum

Herşey
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Hikayeler........

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 02, 2009 9:32 pm

Hikayeler Very Happy lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! lol! flower flower flower flower flower flower flower flower flower cheers cheers cheers cheers cheers cheers bounce bounce bounce bounce bounce bounce bounce
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: SORULARA ZEKİCE CVPLAR:)   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 02, 2009 9:36 pm

SORULARA ZEKİCE CVPLAR:)
Kadiköy camiinde vaaz vermekte olan o. demirci hocaya
* hocam diye sormuslar. at nalini evimizin kapisina
asarsak ugur getirir mi?
demirci hoca :
* zannetmiyorum, diye cevap vermis. o nallardan her
atta dört tane var amma, bütün gün kamçi yiyip duruyorlar…amerikali is adami, çinliyle alay ederek sormus:
* mezarlarina koydugunuz pirinçleri ölüleriniz ne
zaman yiyecek?
çinli basini kaldirmadan cevap vermis:
* sizin ölüleriniz koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman…
İngiliz garson Türk müsteriye:
* Çanakkale de çok askerimizi öldürdügünüz için
sizleri pek sevmeyiz, deyince.
bizimkinden gayet soguk kanli su cevabi almis:
* orada ne isiniz vardi?
Lafi uzatanlara ne yapmak lazim diye farabi’ye
sormuslar, söyle demis:
* uzun konusani kisa dinlemeli.
materyalist ögretmen ögrencisine:
* söyle bakalim allah nerede? eger bilirsen bir
portakal verecegim.
ögrenci:
* siz bana o’nun olmadigi yeri gösterin, ben size bir
bahçe dolusu portakal vereyim.
Mevlana, müridlerinden biriyle giderken, birkaç
köpegin sarmas dolas uyuduklarini görür.
müridi: güzel bir kardeslik örnegi der. keske insanlar
da bunlardan ibret alsa.
mevlana, tebessüm ederek karsilik verir.
aralarina bir kemik ativer de gör kardesliklerini….
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
seden

seden


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 16/01/09
Yaş : 30
Nerden : antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 16, 2009 8:45 pm

Yüksek Yüksek Tepelere Kız Vermesinler
Kına gecelerinde söylene gelmiş,yaygın olarak bilinen yanık bir türkü ve bir o kadar yanık hikayesi...

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep’i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep’i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep’i Ali’ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep’i alıp aşırı köyüne götürür.

Zeynep’in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep’in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.

Oysa kocası, Zeynep’in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep’i yataklara düşürür.

Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep’in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep’in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep’in anası babası köye gelirler, Zeynep’i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rroommaannttiikk.tr.gg
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: ........   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 16, 2009 8:47 pm

çok teşekkürler ben bilmiyodum Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
seden

seden


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 16/01/09
Yaş : 30
Nerden : antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 16, 2009 9:59 pm

Rica Ederim... Smile Smile Smile Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rroommaannttiikk.tr.gg
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: SEVGİ ADASI   Hikayeler........ Icon_minitimeCuma Ocak 16, 2009 10:05 pm

Bir zamanlar, bütün duygular bir adada yaşarmış. Mutluluk, Üzüntü, Sabır, Öfke, Korku, Kibir, Bilgelik, Sevgi...her türlü duygu bu adada olduğu için bu adaya 'duygu adası' deniliyormuş.
Ada sakini duygular, günün birinde, tesbit edemedikleri bir yerden, adanın bir kaç gün içinde batacağı yönünde ısrarlı anonslar duymuşlar. İlk anda bunun büyük ber şaka olduğunu düşünmüş bazıları,ama anonslar devam ettikkçe, durumun ciddi olduğunu düşünerek, birer ikişer adadan ayrılmaya başlamışlar.
Hemen her duygunun kendine ait bir kayığı yahut gemisi ya da yatı olduğundan, adadan ayrılmak nisbeten kolay olmuş onlar için. Ama Sevgi'nin küçücük bir sandalı bile yokmuş. O yüzden, kendisini alacak birini buluncaya kadar, mecburen adada kalmış.
Duyguların büyük kısmının adadan ayrıldığı günlerden birinde, ada anonsta söylendiği gibi yavaş yavaş batmaya başlamış. Bunun üzerine, Sevgi, yüksekçe bir kayaya çıkıp yardım istemeye başlamış adadan henüz ayrılan diğer duygulardan.
İlk önce, Zenginliği görmüş büyük ve güzel bir yatın içinde. El edip, yüksek sesle bağırmış:
- Zenginlik beni de alır mısın?
Yatın her tarafına yığdığı eşyaları gösteren Zenginlik:
- Hayır alamam. demiş
- Görüyorsun, altın gümüş, zümrüt derken yat doldu. Senin için yer kalmadı.
Zenginlikten vefa görmeyen Sevgi, biraz daha geride, büyücek bir yelkenli görmüş. Dikkatlice baktığında anlamış ki bu yelkenli Kibir'in:
- Kibir, Kibir!... Benim sandalım bile yok, ada da batıyor, yardım et lütfen!
- Sana yardım edemem. demiş Kibir.
- Biraz pejmürde gözüküyorsun; yelkenlimin fiyakasını bozacaksın.
Bu cevap karşısında çok üzülen sevgi, bir kayığa binip kürek çeker vaziyette, Üzüntü'yü farketmiş o sırada. Sevgi bu kez ondan yardım istemeye karar vermiş:
- Üzüntü, seninle gelebilir miyim?
- Ah sevgili sevgiciğim! demiş üzüntü.
- Yalnız gitmeye karar vermiş olduğum için o kadar üzgünüm ki!
Bu cevap üzerine üzüntüsü daha da artan Sevgi, yüzünü adanın öbür tarafına doğru çevirdiğinde, bir mavnanın üzerinde neşeyle zıplayan birini görmüş. Mutlulukmuş bu. Sevgi ona da seslenmiş; ama Mutluluk o kadar mutluymuş ki, Sevginin ona seslendiğinin farkına bile varmamış.
Çaresiz biçimde mutluluğa seslenmeye devam eden Sevgi, ansızın, bir ses duymuşyakınında:
- Buraya gel Sevgi! Seni ben götüreyim.
Sevgi çok sevinmiş ve koşar adım sahile koşup içinden yaşlıca bir adamın kendisine seslendiği kayığa atlamış. Kayıkla fazlaca bir yer itmeden de, adanın büsbütün sulara gömüldüğünü görmüşler.
Sevgi, bu kadar duygu çağırdığı halde onu almazken kendisini kayığına çağıran bu saçı başı ağırmış duyguya teşekkür etmiş defalarca. Ama, Duygu Adasında o güne kadar hiç görmediği bu yaşlıya adını bile sormayı unuttuğunu, ancak karaya varıp da vedalaşmalarından sonra farketmiş.
Sonra da, günlerden bir gün geldikleri bu yeni kara parçasında Bilgeliğe rast gelince, ismini bile sormadığı bu kadirşinas yaşlıyı tarif edip ismini sormuş kendisine.
- O Tecrübeden başkası olamaz. diye cevap vermiş Bilgelik.
- Tecrübe mi? peki niye yalnız o ban yardım etti?
- Çünkü. demiş Bilgelik,
- Sevginin gerçek değerini ancak tecrübe kavrayabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
seden

seden


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 16/01/09
Yaş : 30
Nerden : antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeC.tesi Ocak 17, 2009 9:01 pm

Affet Babacığım...
Ana babalar evlatlarına büyüsünler adam olsunlar diye emeklerini,gençliklerini,paralarını ve sağlıklarını harcarken peki ya evlatlar ana-babaları ihtiyarlayıp çocuklaştıklarında nasıl muamele ediyorlar?

İşte bu konuyu sorgular nitelikte ibretlik bir hikaye...

Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı.

Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hâlâ onu ölürcesine seviyordu.

Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak,böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.

Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can, "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik Can, sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu.

Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi.Sonra diğer malzemeleri taşıdı en son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi.

Tipi, adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı.Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü.

Öyle üzgündü ki, dünya başına göçüyor gibiydi. O, bu duygular içindeyken babası, yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti, içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu.

Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca öptü.Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti. Arabaya bindiler.

Can yola çıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu.

Can: "Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?" diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında "Beni affet baba." diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı.

Oğlu: "Baba beni affet! Sana bu muameleyi yaptığım için beni affet!" diye hatasını belli ediyordu...Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu..."Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın... Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rroommaannttiikk.tr.gg
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 6:52 pm

ÇOK GÜZEL BUNLAR AMA BEN BİLİYODUM No
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 6:53 pm

ÇOK GÜZEL BUNLAR AMA BEN BİLİYODUM No
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
seden

seden


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 16/01/09
Yaş : 30
Nerden : antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeÇarş. Ocak 21, 2009 8:07 pm

Geride Kalanlar
senden arda kalan yıkıntılar arasındayım... yar gitti arkasına bakmadı, ağlamaklıyım! be günle yaşamıştık, neler paylaşmıştık, bu kadar kolay mıydı sevgili terketmek! ah sevgili! sen benim her şeyimdin, benim sevdiğimdin, çok severdin hani, nasıl da gittin. Öksüz çocuklar gibi beni nasıl da sensizliğe mahkum ettin ya da kim bilir, belki de bırakmak zorunda kaldın. el ele tutuşup, hiç ayrılamayacağımızı terkedirdik, ayrılacağımızı bilircesine, her gittiğimiz yerde şarkımızı söylerdik..... biz seninle hep gülerdik, ağlamayı beceremedik! ben ne kendimi sensiz düşünebilirim, ne de seni bensiz... olmaz olamaz. o zaman güneş doğar mı gökyüzüne, aynı güzellikle, ya çiçekler açar mı, hayat devam ediyor dercesine... sende yapamazsın bensiz. gel bekliyorum.seni çok seviyorum...


Crying or Very sad Crying or Very sad Crying or Very sad Crying or Very sad Crying or Very sad
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rroommaannttiikk.tr.gg
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 02/01/09
Yaş : 28
Nerden : Antalya

Hikayeler........ Empty
MesajKonu: Geri: Hikayeler........   Hikayeler........ Icon_minitimeÇarş. Ocak 21, 2009 8:14 pm

cheers cheers cheers
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herseydenbiraz.yetkinforum.com
 
Hikayeler........
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum :: İlk kategoriniz :: İlk forumunuz-
Buraya geçin: